16 Ocak 2014 Perşembe

Konfor alanının dışında olmak....

Önce ürperir hafiften insan... sanki kabuğundan sıyrılmış gibi.. sanki sıcacık ana rahminden çıkıp, soğuk, karmaşık, bilinmez bir diyara düşmüş gibi... kollarını kavuşturur öylesine bilinçsiz... bakınır etrafına ürkek... tuhaf duygularla sarmalanır... titrek adımlarla devam eder sonrasına doğru...

İşte aynen öyledir konfor alanından çıkmak... hemen kaçıp o güvenli limanına, senelerdir sığındığı o korunaklı kalesine dönme isteği kaplar... belirsizliğin o ürküten heyecanına doğru yapılan ilk hamleden sonra... gerçekten böyle hisseder insan...

Hepimizin konfor alanları var... ailemiz, işimiz, özene bezene kurduğumuz düzenimiz, vazgeçemem dediğimiz alışkanlıklarımız, çok düşünmeden tekrarladığımız ezberlerimiz, öncesi sonrası belli günlerimiz... sığınıp asla değiştirmediklerimiz... aslında kendimizi bir yerde içine hapsettiğiz, sıkıştığımız hatta boğulduğumuz günlük rutinlerimiz... ama değiştirmeye, değişmeye korktuklarımız... içinde kendimizi güvende hissettiğiz tüm rollerimiz...

Konfor alanının dışı... bir adım ötemizden başlayan... "ah keşke"ler, "bir gün mutlaka"lar, "ben istemezmiyim" ler... daha binbir bahaneyle ötelediklerimiz... dilimizden düşürmediğimiz projelerimiz... hayaller, hayaller, hayaller... ve binlerce sonsuz gerekçeyle olanaksızlaştırdıklarımız... taammüden... olur olma olasılığı bile korkutur da olmazların peşine düşeriz.. tam saha konfor alanı koruması için...

Ancakkk... konfor alanında renklerin tonu silikleşir giderek.. önce pastel renkli olur... sonra çoğunlukla gri...içerisini renklendirmeye bile üşeniriz hatta... uzaktaki tüm renkler konfor alanının dışındadır çoğunlukla... ah bir cesaret uzanabilsek deriz.. ama korkular, endişeler, güvensizlik duygusu, statiko kaygısı vs vs vs.. bir türlü uzanamayız...

Bir yeter noktası vardır ya... bir miyad... bardağın taştığı son damla...ve işte... konfor alanının dışındasındır... ve o ilk duygular... ürkek, tedirgin, utangaç ve heyecanlı...

Sonrası mı... ne olsun... uzaktan göründüğü gibi... rengarenk... capcanlı... yeniden yaşadığını anlarsın...

Sadece cesaret... hadi ama bi gayret...

Sevgiyle...

3 yorum:

  1. Sevgili Sema Hanım merhabalar ben dukan diyetine bugün başladım. İnternette araştırma yaparken sizin bloğunuzu keşfettim. Şuan öyle mutluyum ki yalnız değilmişim. Bloğunuzun bir kısmını okudum. Saat gece 2 ama uyumak istemiyorum. Ben 36 yaşında öğretmen 96 kilo ağırlığında bir bayanım.
    Sizden beni de aranıza almanızı rica ediyorum. Bunu öyle çok istiyorum ki...Sizi canı gönülden de kutluyorum.
    İnşallah ben de sizin gibi güzel bir şekilde başarıla sonuçlandırırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar... bana mail adresinizi yazın... buradan yada face sayfasından özel mesajla.. size de formları göndereyim.. sonrasında çalışmalara başlarız.. sevgiler

      Sil
  2. Sevgili Sema Hanım mail adresimi face sayfasından gönderdim sabırsızlıkla bekliyorum..Sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...