29 Ağustos 2013 Perşembe

Dukan Diyet Macerası.. Düşündürdükleri... Diyet Koçluğu - Danışmanlığı


Yeniden merhabalar..

Gönüllü Dukan misyonerliğim sürüyor.. yürüyen bir tanıtım afişi gibi hissediyorum bazen kendimi... özellikle eski hallerimi bilenlerin "gerçekten mi.. ya inanılmaz... nasıl yani" çığlıklarına alıştım...

Yaklaşık 1 senedir +- 4 kilo civarında oynasam da kilom genelde sabit gidiyor... evet tamam daha vermem gereken 8 kilo var ama verdiğim onca kilodan sonra bu da sıkı bir kontrolle 2-3 aylık bir şey...şimdilik yazın, özgürlüğün tadını çıkarıyorum... kalan kilolar için son disiplinli uygulamayı
kışa erteledim şimdilik...

Gezme mevsimindeyim işi bıraktığımdan beri... ruhumdaki gezenti, haşarı, yaramaz, meraklı çocuğu besliyorum.. deli dolu yollardayım işte.. git gelmişti.. ben de gidiyorum uzun, uzak :)) bol bol da dalıyorum, fotoğraflıyorum bence olanları...

Evet hayatımda ilk defa kilo verip geri almadım... teşekkürler, binlerce ve binlerce defa Mr Dukan... Seyahatlerde çok kasmadan.. arada yaptığım saf protein günleriyle.. yada bir
haftalık sıkı dukan kontrolü ile dengeleyebileceğimi öğrendiğimden beri keyfime diyecek yok... tat ala ala yediklerimin sonrasında pişmanlıklar yok... protein günü sabahlarında ya da sıkı dukan haftalarında bunu bir ceza olarak algılamak yok.. bu bir dengeleme sistemi ve öylesine de kolay... hayatla barışık... keyifle karışık... bence öyle yani :))

Gençliğimde, hemen bütün hekimlik yıllarımda, yöneticilik döneminde obezite, zayıflama ve wellness konuları hep özel ilgi alanımdaydı... bazen kişiler merakım ( malum nedenlerle :)))))  ) bazen de yönetici gözlüğümle ne kadar yayın, yazı, bilgi varsa okudum inceledim... Ne kadar da umutsuzdu tüm istatistikler...

Obezitenin neden olduğu diyabetin tedavisinin ancak bariatrik cerrahi ( zayıflama amaçlı ameliyatlar, kelepçe, mide küçültme, bypass vs) ile mümkün olduğu, diyet yada ömür boyu yapılan rejimlerin asla başarılı olamadığı konuşuluyordu toplantılarda..

Verilen kiloların, sadece 1 sene sonra bile, kalıca olarak korunma şansı % 15 civarındaydı maalesef...

Spor salonlarına kayıt yaptıranların devam etme oranı %15-25 arasındaydı...

Peki neden böyleydi... başlangıçtaki kararlılıklar, motivasyon, disiplin nerede kaybediliyordu...

Evet kilo vermek kolay değil.. ama öyle aman aman zor da değil... ne kadar istediğinize bakıyor... hangi diyeti yaparsanız yapın, ciddi bir metabolizma sorununuz yoksa yada çok absürd bir yöntem kullanmadıysanız öyle böyle kilo veriyorsunuz.. az yada çok kilo verebiliyor insan... biraz disiplin, biraz motivasyon yetiyor...

Ama asıl zor olan bunları korumak... yeniden başa dönmemek... yeni beden imajını içselleştirip ona uygun yaşayabilmek.. işe bunu başaranlar sadece 100 kişide 15 kişi... üzücü ve ürkütücü bir istatistik... daha baştan insanın " yeniden geri alacaksam bu kiloları neden vereyim ki" diyesi geliyor değil mi...

Öyle olmak zorunda değil... bu başarıyı arttırmanın yolları olmalı ve var gerçekten... Dukanın kendi Web sitesinden yayınlanan istatistiklerde ( başka kaynak olmadığından güvenmek zorundayız sanırım..) bu oran % 60 ların üzerinde... bu da bu diyetin esnek ve sürdürülebilir yapısından kaynaklanıyor.. Dukan koçluğu da destek oluyor tabii...

Konu hakkında okuyup araştırırken ve son yıllarda tanıştığım "Koçluk" bilgileriyle de harmanlayınca yepyeni bir düşünce belirdi içimde... evet dünya da sağlık koçluğu, hastaların yakın takibi, motivasyonun sürdürülmesi, hedeflere ulaşırken yapılan yol arkadaşlıkları ile inanılmaz sonuçların alındığı, bir çok yazının ortak sonuç değerlendirmesiydi... sağlık koçluğu bu haliyle diyet koçluğu olarak uygulanabilirdi... hem de dukan yöntemi ile kişiler kendileri tam katılımcı olacaklar, ve kendi yollarında güvenle ilerleyeceklerdi... Dukan bu yaklaşıma en uygun diyet modeliydi...

Koçlarla çalışan kişiler nasıl kendi hedeflerini kendileri koyuyorsa, bu diyette somut hedef kilo olarak belliydi... Haftalık görüşmelerde koçlar çalıştıkları kişilerle sohbet ederken kazanılan farkındalıklar ve yeni soluklarla nice tıkanıklıklar açılıyor, motivasyon ve iç enerji tazeleniyordu... işte bu bile diyet yapanlara yol arkadaşlığı yapmak için anlamlı bir nedendi... benzer konu spor alışkanlıklarının yerleştirilmesi, sağlıklı yaşamak vs gibi bir çok konuda olabilir... Maksat istediğimiz, "Türk gibi başladığımız" :)) ve başlangıçta inanılmaz motive ve istekli olduğumuz bu konularda bunu sürdürülebilir kılmaktı..

Neden olmasın dedim... Ben bir de üstüne bir hekimim... zaman zaman Dukan'da da kendime göre değişiklikler hep yaptım, yapmaktayım... Yine bu konuda KOÇ-Danışman rolü de olabilir... Bunca bilgi, bunca denenmiş yöntem... bunca birikim.. bunca misyonerlik ruhu hem de pozitif bir yöne aktarılmış olur...

Bu konuyu sizlerin de görüşlerinize sunuyorum... Özellikle koçluğu bilenler, bu konuda deneyimi olanlar benimle paylaşırlarsa sevinirim... bu arada vaktim uygun oldukça, tabii ancak sınırlı sayıda Dukan dostuna skype aracılığıyla yada yüz yüze koçluk-danışmanlık yapabilirim... misyoner ruhumun devamı olarak... belki onlar da bir gün bana bir kahve ısmarlarlar :)))

Samimi düşüncelerinizi, olumlu ya da olumsuz paylaşırsanız sevinirim...

Sevgiler.. iyi bakın kendinize, bol şans olsun hepimize

Sema



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...