26 Ocak 2014 Pazar

KIYMALI VE ISPANAKLI DUKAN GÖZLEMESİ ;

Kıymalı ve ıspanaklı dukan gözleme :) pek tarif veremiyorum ama bu nefis oldu..

Tarif benim .. az pişmiş kreplere sadece soğanı kavrulmuş çiğ kıyma ve soğanlı ıspanak koyuyorsın... katlayarak kenarlarına içten yapışması için yine krep hamuru koyuyorsun.. üstlerini fırça ile çok çok az yağlıyorsın... 180 derecede 30 dk da çıtır çıtır oluyor .. deneyin derim ,Tavsiye olunur..



23 Ocak 2014 Perşembe

En sık yaptığımız hata...."Herşeyi kilo verdikten sonraya ertelemek"

Öyle değil mi?

Tüm planları sonrasına ertelemiyor muyuz... yapmak isteyip yapamadığımız herşey için; "hele şu kiloları vereyim sonra" demiyor muyuz... Sanki hayatla kendimiz arasında tek engel kilolar.. yada hayattan kaçışımızın kabul gören tek özrü..peki ya gerçek...

Güzel, bakımlı, alımlı, neşeli, enerjik, eğlenceli olmak için gerçekten zayıf olmak gerekli mi diye bir düşünelim önce... hayırrr... bin defa hayır... bu sadece kendimize yarattığımız kocaman bir balon... kaçışımıza, korkularımıza bir kılıf.. kiloluyum ne yapayım diyerek hiç bir şey yapmayan, değişmek, gelişmek için kılını bile kıpırdatmayan kendimizle barışık kalmanın bir yolu...

Hatta abartan bilinç altımız kilo verip bu özür elinden alınmasın diye zayıflamayı bile içten içe reddedebiliyor... kilolarla neyin üstünü örtüyorsak.. işte o kilo vermemizi istemiyor...

Kendimizle barışmadan ve kendimizden memnun olmadan ne kadar çabalasak boş.. kalıcı kilo vermeye imkan yok.. o nedenle diyetin başından itibaren zayıf halimizdeki kişiymişiz gibi yaşamak, daha başından şöyle bir dikleşerek işte o zayıf kişi edasıyla salınmak, kendimize bakmak, sosyal olmak, dışarıya çıkmak, hobiler edinmek, aktif olmak gerek... kendimizi başından itibaren değerli hissedip "ey hayat ben geldim bana yer aç" demek şart.. saklanarak onca zaman kaybettik.. hadi artık... demek gerek..

Ardına sığındığımız ve bizim kilo almamıza neden olan ne varsa bir bir yüzleşmek... çözebildiklerimizi çözmek.. çözemediklerimizle barışıp kabullenmek.. tümüyle geçmişte kalanları affedip devam etmek.. işte gereken bu...

Sonsuz vadedilmiş zamanlarımız varmış gibi sürekli ötelediğimiz ne varsa... hadi eşeleyip deşeleyin biraz... bakın neler bulacaksınız.. zaman geçiyor.. insan kilo verdikten sonra zaten hayıflanıyor o kilolu geçirdiği yıllara... ama hayat beklemiyor.. inanın.. yapabilirsiniz.. bu kilo verme yolculuğunun başından itibaren olmak istediğiniz kişi olduğunuza inanarak yaşayın... bakın insanların tepkileri de sizin yaşamdan aldığınız lezzet de, çevreyle iletişimiz de nasıl farklılaşıyor... inanamayacaksınız... siz kendiniz hakkında ne düşünüyorsanız etrafa da o enerjiyi yayıyorsunuz... deneyin bana hak vereceksiniz...

Hadi ama... daha ne bekliyorsunuz...

Sevgiyle :)

Ertelemelerden sıkılmadınız mı sizce????

Sevgiyle...

18 Ocak 2014 Cumartesi

Ve "Dukan Diyet Grubu"nu kurup çalışmalara başladık...:)

Evet... sonunda başladık...

Uzun zamandır istiyordum... kaç defa yazdım, planladım.. ama başlamak zaman aldı.. demek ki doğru zaman bu zamanmış...

Yıllarca kiloları ile boğuşmuş bir kişi olarak biriktirdiğim deneyimler, yaşam koçluğu bilgilerim, hekim şapkamla olan inceleme ve değerlendirmelerim, yine uzun yıllar yöneticilik imbiğinden geçirdiğim insan davranışı analizlerim ve tabii dukan diyeti prensipleri bir havuzda toplandı... ve sonuç da, format olarak "diyet koçluğu" bunların birleşiminden doğdu...

Hep hissettim, hep söyledim; nasıl ki kilo almak sadece çok yemek değilse, zayıflamak ve bunu sürdürülebilir kılmakta sadece sıkı bir beslenme rejimi değil... etrafında dolaşan bir çok duygu, düşünce, algı, beklenti, hayaller yada hayal kırıklıkları var... acabalar, belkiler, keşkeler, eyvahlar doğrudan, yol su elektrik ve kilolar olarak dönüyor bize... nasıl bu duygusal yüklerle boğuşurken kiloları stokluyorsak, kilo verirken de eş zamanlı olarak bunları da çözmek, yüzleşmek, barışmak en azından kabullenmek gerekiyor. Bu yapılmadan kilo vermeler dönemsel aktiviteler olarak kalıyor ve bir süre sonra fazlasıyla geriye gidiyoruz tekrar...

Kilo verme eylemini yaşam koçluğu prensipleri ile tam da bu nedenle harmanladım.. Diyet sürecinde, aynı zamanda bu çalışmaları da yaparak yaşam alanlarımıza bakalım, bu duygusal yüklerin önce farkına varalım, sonra da bunlarla çalışarak artık birer yük olmaktan çıkaralım diye... yavaş yavaş.. adım adım.. kendimizi tanıyarak, yapabileceklerimizin enerjimizin farkına varıp keyfini çıkararak, her küçük adımda "başardım" duygusunu tadarak bir yandan da kilo verelim... kulağa hoş geliyor dimi :))) işte plan da bu... olabilir inanın...

Çoğumuz kilolarımızdan kurtulma ve diyet sürecinde aşırı bir obsesyonla bunu yaşamın merkezine koyuyoruz... tüm gündem diyet olabiliyor.. ve yaşanacak herşeyi kiloları verdikten sonrasına erteleyerek aslında yaşamı da ıskalıyoruz...yeterince kararlı ve sabırlıysak kilo da veriyoruz... ama ya sonra.. çözülmemiş, yüzleşilmemiş duygusal yükler öylece pusuda bekliyor.. biz eski yaşam rutinimize döner dönmez, yine eski uyaranlarla, konfor için, sığınmak için, unutmak için yemeğe başlıyoruz... ve sonrası hepimizin malumu.. hüsran, başarısızlık hissi ve daha çok yeme isteğinin tetiklenmesi.. bir cezalar ve mutsuzluk sarmalı...

Oysa kilo verirken bu temizlikleri de yapsak, yeni yaşam alanlarına yer açsak, yeni alışkanlıklar edinsek, kendimizden memnun olduğumuz uğraşlar keşfetsek, çevremizle barışsak yada barışacağımız bir çevre yaratsak..... diyet sonrasında da bunlar aynen devam edeceğinden pusuda tehlikeler olmadığı için geri kilo alma riskleri de olmayacaktır.. kısaca; daha mutlu, tatminli ve keyifli olacağız.. daha ne olsun dimi ama :)

İşte o nedenle, kilo verme çalışmalarımızda diyet planı merkezde olmayacak, farklı uğraşlar ve hedeflerle kombine edeceğiz ve yaşam alanlarımızı zenginleştireceğiz..

Başladık bile... ilk görüşmeler çok keyifli geçti... ben de ,çalıştığım arkadaşlarımda çok memnun kaldık... evet ya.. budur... böyle de gidecek.. başaracağız... biliyorum :)))

Ara ara gelişmeleri buradan sizlere de anlatacağım...

Yolumuz açık olsun... Rastgele..:)

Sevgiyle


16 Ocak 2014 Perşembe

Konfor alanının dışında olmak....

Önce ürperir hafiften insan... sanki kabuğundan sıyrılmış gibi.. sanki sıcacık ana rahminden çıkıp, soğuk, karmaşık, bilinmez bir diyara düşmüş gibi... kollarını kavuşturur öylesine bilinçsiz... bakınır etrafına ürkek... tuhaf duygularla sarmalanır... titrek adımlarla devam eder sonrasına doğru...

İşte aynen öyledir konfor alanından çıkmak... hemen kaçıp o güvenli limanına, senelerdir sığındığı o korunaklı kalesine dönme isteği kaplar... belirsizliğin o ürküten heyecanına doğru yapılan ilk hamleden sonra... gerçekten böyle hisseder insan...

Hepimizin konfor alanları var... ailemiz, işimiz, özene bezene kurduğumuz düzenimiz, vazgeçemem dediğimiz alışkanlıklarımız, çok düşünmeden tekrarladığımız ezberlerimiz, öncesi sonrası belli günlerimiz... sığınıp asla değiştirmediklerimiz... aslında kendimizi bir yerde içine hapsettiğiz, sıkıştığımız hatta boğulduğumuz günlük rutinlerimiz... ama değiştirmeye, değişmeye korktuklarımız... içinde kendimizi güvende hissettiğiz tüm rollerimiz...

Konfor alanının dışı... bir adım ötemizden başlayan... "ah keşke"ler, "bir gün mutlaka"lar, "ben istemezmiyim" ler... daha binbir bahaneyle ötelediklerimiz... dilimizden düşürmediğimiz projelerimiz... hayaller, hayaller, hayaller... ve binlerce sonsuz gerekçeyle olanaksızlaştırdıklarımız... taammüden... olur olma olasılığı bile korkutur da olmazların peşine düşeriz.. tam saha konfor alanı koruması için...

Ancakkk... konfor alanında renklerin tonu silikleşir giderek.. önce pastel renkli olur... sonra çoğunlukla gri...içerisini renklendirmeye bile üşeniriz hatta... uzaktaki tüm renkler konfor alanının dışındadır çoğunlukla... ah bir cesaret uzanabilsek deriz.. ama korkular, endişeler, güvensizlik duygusu, statiko kaygısı vs vs vs.. bir türlü uzanamayız...

Bir yeter noktası vardır ya... bir miyad... bardağın taştığı son damla...ve işte... konfor alanının dışındasındır... ve o ilk duygular... ürkek, tedirgin, utangaç ve heyecanlı...

Sonrası mı... ne olsun... uzaktan göründüğü gibi... rengarenk... capcanlı... yeniden yaşadığını anlarsın...

Sadece cesaret... hadi ama bi gayret...

Sevgiyle...

14 Ocak 2014 Salı

Çalışmalara başlıyoruz... dukan diyet koçluğu bence işe yarayacak :)

Merhabalar...

Bir süredir planladığım çalışmaya nihayet başladım. ilgilenen bütün arkadaşlara formları gönderdim...

Merak edenler için biraz bundan sonraki süreçten bahsedeyim... bu yolculuğu 3-4 ay sürecek bir koçluk çalışması formatında planladım... daha kısa yada uzun gereksinimi olanlar olabilir.. sonrasını da ayrıca planlarız...

Öncelikle hazırlık formlarını diyet çalışmalarına göre uyarladım... ilgilenen arkadaşlara gönderdim... buradaki bilgiler koçluk çalışmaları sırasında yardımcı olacak ve  benim sizleri daha yakından tanımamı sağlayarak çalışmalarımıza yön verecek...

Haftalık görüşme seansları yapacağız... her görüşme 30-40 dk civarında olacak... skype, telefon ya da uygun zamanlarda yüzyüze görüşeceğiz... bu görüşmelerde diyet yolculuğunu değerlendirecek, olası güçlükleri aşma yollarını tartışacağız... söz konusu diyet olduğundan, biraz koçluk, biraz danışmanlık, biraz mentorlukla devam edecek...

Amaç sağlıklı yaşam hedeflerine birlikte ulaşmak... siz bu konuda uğraş verirken sizlere yol arkadaşlığı yapmak...

Hepimize bol şans... yolumuz açık olsun...

Sevgiyle...


10 Ocak 2014 Cuma

SONUNDA NİHAYET ... KOÇLUK ÇALIŞMALARI BAŞLIYOR :)))

Bu defa gerçekten ve nihayet buradayım... :))

Evetttt... uzun yurt içi yurt dışı seyahatlerinden dönünce hemen ciddi olarak koçluk çalışmalarına başlayacaktım.. ama nerede... sayfaya da bloka da bir türlü giremedim.. blogger şifresiyle sorun yaşadım.. neyse.. sonunda becerdim... ve buradayım...

Öncelikle koçluk sözü verdiğim herkesten özür dilerim...

Ulaşabildiğim kişilere tek tek yazmaya çalıştım... evet sonunda buradayım ve başlıyoruz...

Süreci anlatayım;

Koç; yol arkadaşı, destekçi, motivetör benzeri bir iş yapar...
Diyet koçluğunda da süreç böyle işleyecek... haftalık görüşmelerimiz olacak 1 er saatlik... skype, telefon ya da uygun zamanlarda yüz yüze... bazen koçluk, bazen danışmanlık, bazen arkadaşlık devam edeceğiz... destek olabilirsem ne mutlu bana..

Bu çalışmaya başlamadan önce bazı sorular göndereceğim katılan kişilere... bu süreci birlikte planlarken bu yanıtlar yararlı olacak... sonrasını hep birlikte göreceğiz...

İstersek.. gerçekten istersek yapamayacağımız hiç bir şey yok... inanın...

Benim diyet maceram 2010 da başladı... yaklaşık 56 kilo verdim... +5, -5 oynasam da... büyük ölçüde koruyabiliyorum... evet ben de bir 10 kilo daha vereceğim ama.. 2 senedir kiloyu korumak da önemliydi... kısaca.... istersek hem kilolar gidiyor, hem geri alınmıyor...  YAPABİLİRİZ... hepimiz... inanın bana...

Artık sık sık yazacağım... şimdilik bu kadar olsun...
Sevgiler ve bol şans hepimize... :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...